Sonsuz Yaşam Kavramı

Heidegger'e göre, insanı insan yapan en önemli şeylerden biri, onun "sonlu zaman" bilincidir. Yani, insanın yaşam süresinin sınırlı olduğunu bilmesi, kararlarını, eylemlerini ve anlam arayışını şekillendirir. Eğer insan ölümlü olmasaydı, bu kararlar çok farklı olurdu. Sonsuz bir yaşamda yapılacak şeylerin aciliyeti ortadan kalkar ve belki de birçok şey anlamsız hale gelirdi. Yaşamın bu geçici doğası, insanı "otantik" bir yaşam sürmeye ve her anı değerlendirip anlam yaratmaya teşvik eder.
"Şeytanın Saati" ve benzeri yapımlarda, zamanın, kişinin kaderiyle olan bağı, Heidegger'in varoluşçu felsefesiyle paralellik taşır. Dizideki karakterler, kaderleri ve zamanla yarış içinde kalmışlardır, ki bu da Heidegger’in insanın ölümlü olma gerçeğiyle yüzleşme zorunluluğunu hatırlatır.
Peki, sonsuz bir yaşam olsaydı, neyi yapmazdık ? Sonsuz bir yaşamda, belki de büyük kararların çoğu anlamını yitirirdi. İşlerimizin aciliyeti olmaz, ölümsüzlük içinde kaybolan anların kıymetini bilme zorunluluğumuz kalmazdı. İnsanın ölüm bilinciyle hareket etmesi, yaşamı dolu dolu yaşama isteğini tetikler. Heidegger’e göre, Dasein, ölümle yüzleşip yaşamını anlamlandırma çabasında olan bir varlıktır. Ancak, ölümsüzlük bu anlam arayışını yok ederdi.
- Kararlar: Büyük seçimler (kariyer, aile, ilişkiler) çok daha az baskı yaratır ve sonsuz zaman, kararların ertelenmesine veya tamamen göz ardı edilmesine neden olabilirdi.
- Yaratıcılık ve İcatlar: İnsanlığın yaratıcılığı ve icat etme motivasyonu, zamanın kısıtlılığıyla ateşlenir. Sonsuz bir yaşam, bu yaratıcı baskıyı azaltabilirdi.
- Ahlak ve Sorumluluk: Sonsuz yaşam, sonuçsuz bir varoluş getireceği için ahlaki sorumluluklar belki de aynı şekilde hissedilmezdi. Her zaman daha fazlasını yapabilecek olmanın verdiği güvenle, eylemlerimizin sonuçlarını düşünme ihtiyacı ortadan kalkabilirdi.
Faydalanılan kaynaklar : Varlık ve Zaman, Prime Video 'Şeytanın Saati'
Linkedin post
18.10.2024