Çit Paradoksu

Çit Paradoksu
Çit Paradoksu
Çit paradoksu karmaşık sistemlerin çıktılarının, beklenenin ve planlananın dışında anlık ve farklı olmasını iyi anlattığını düşündüğüm bir metafordur.
Doğrusal sebep-sonuç ilişkilerinin hakim olduğu düzenli dünyada kanun yapıcılar regülasyonları kamu yararına düzenlemek için ciddi araştırmalar yaparlar. Bu araştırma sonuçları uzmanlar tarafından incelenir, geçmiş örneklerle kıyaslanır ve kamuoyunun tartışmasına açılır. Belirli bir süre sonra hayatımıza giren bu regülasyonların ciddi yıkıcı yan etkilerini görür ve bu kadar süreç yönetimi sonucu bu kadar uzman tarafından onaylanmış, halkın desteğini almış bir regülasyonun üzerimizdeki olumsuz etkilerini hayretle izleriz. Bu olumsuzlukların nedeni düzenli dünya yanılsamalarımız yerine gerçekte karmaşık dinamiklerin olduğu bir dünyada yaşıyor olmamız ve karmaşıklığın dinamiklerinin bizlere okullarda öğretilmemesidir. Çit paradoksu,2 başlıkta karmaşık sistemlerin çıktılarının yıkıcı olabileceğini anlatır.    
  1. Doğrusal dünyanın dinamiği olan sebep-sonuç ilişkilerinin etkisiz olduğu karmaşık dünyada, adaptasyon yetkinliğine sahip sistemleri korumak amacıyla geliştirilen regülasyonların bu sistemleri daha kırılgan hale getirmesi. Bu noktada olumsuz dış etkilerden korunmak istenen sistem gerçek yaşamın dışında bir temsil gerçeğiyle test edilir ve kırılganlıklarla baş edecek adaptasyon yetkinlikleri aşırı korumacı –hijyen- nedeniyle gelişmez.
  2. İnsanların ve organizasyonların doğal eğilimi olan risk alma kabiliyetleri onları korumak adına düzenlenen regülasyonlarla çok daha yıkıcı olacak sonuçlar doğuracak yan etkiler ortaya koyarlar. Aşağıda yer alan resimde bu korumacılık çit metaforu kullanılarak anlatılmıştır. Çit olmadığında çok daha dikkatli olan insanlar, çitlere karşı besledikleri güven duygusu nedeniyle kendi önlemlerini almazlar ve hep beraber aşağıya düşerler.


Çit paradoksunun önemini iyi anlattığını düşündüğüm örnekler :

1971 yılında otomobil sektörü yeni bir güvenlik donanımıyla tanıştı : ABS (Antilock Braking System) yeni bir güvenlik teknolojisi olarak standartlaştırılarak araçların donanımına eklendi. ABS sistemi ıslak ve kaygan bir yolda sürücünün fren etkisinin tekerlekleri kilitlenmesini engeller. Bu sayede sürücü kaymayı engelleyerek direksiyon hakimiyetini korur. Tamamen iyi niyetli bir güvenlik girişimine rağmen 2009 yılında yayınlanan uluslararası taşımacılık raporu - https://trid.trb.org/view/899547 – ABS’nin hayat kurtarmak anlamında etkisiz olduğunu rakamlarla ortaya koymuştur. Bu rapora göre ABS teknolojisi birçok hayat kurtarırken daha fazlasının hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Yapılan çalışma, sürücülerin ABS’in verdiği sahte sürüş güveni nedeniyle normalden daha hızlı araç kullandıklarını ortaya koymaktadır. Bu varsayımın ispatı, ABS’in devreye girmesinden sonra 1971-2009 yılı aralığında maddi hasarlı kazaların azalırken, can kaybı yaşanan kazalarda gözüken artıştır. Bu durum, insanların davranış değişikliği olarak güvenlikle performans arasında seçim yaptıklarında risk alarak performansı seçme eğilimi olarak adlandırılır.
 
Finansal kriz dönemlerinde devlet tarafından kurtarılan şirketler, şirketlerin ötelenen borçları, vergi afları, para basarak piyasaları rahatlatma yöntemleri aynı ABS gibi o anlık faydalı bir uygulama olarak lanse edilmekte ancak oluşturdukları sistematik riskler orta ve uzun vadede misliyle ekonomiye zarar vermektedir. Borçlarının sonsuza kadar erteleneceğine inanan girişimciler büyük riskler almaya devam etmekte, batsa da kurtarılacağına inan firmalar işe yaramayan yeni stratejiler geliştirmekte cesaretlenmekte, para basıldığı için elindeki kapitalinin değerini kaybeden yatırımcı riskli yatırım alanlarına kaymaktadır. Bu durumun özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki sonuçları yıkıcıdır.
 
Ağrı kesici ilaçların kullanım amaçlarının dışında, bilinçsizce kullanılması, ağrının kök nedenlerinin araştırılmasını engelleyerek geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilmektedir. Ağrı kesiciler kullanıcısını daha kırılgan hale getirirken, daha sağlıklı olma yolunda alışkanlık değişikliğini de engellemektedir.
 
Çit paradoksunun olumsuz etkilerinden sakınmanın yolu, sosyal hayatımızı etkileyen regülasyonların tepeden aşağıya değil, aşağıdan yukarıya yönlü olarak tasarlanması ve hayata geçirilmesidir. Bu prensip tüm karmaşık ve doğrusal olmayan sistemler için geçerlidir. Aşağıdan yukarıya yönlü gerçekleştirilen regülasyonlar, teknolojiler ve uygulamalar öncelikle az sayıda insanı etkilediğinden olumsuz etkileri hızlıca ortaya çıkar ve güncellenmeleri kolaylaştırılır. Yukarıdan aşağıya gelen, uzmanlarca hazırlanmış her tür uygulama büyük bir insan topluluğuna geri dönüşsüz zarar verebilir. Aşağıdan yukarıya işleyen en gelişmiş mekanizma evrimsel gelişim olup, doğal seleksiyon sayesinde uygulamaların yıkıcı yanları ortadan kaldırılabilir.
 
Yukarıdan aşağıya doğru işletilen uygulamaların temel hedefi anlamlandırmak iken, aşağıdan yukarıya doğru işletilen uygulamaların temel hedefi uygulamanın işe yararlılığıdır.
 
Karmaşık alanlarda karar alma ve uygulama tekniklerin kullanımına dair daha fazla bilgi istiyorsanız info@guvencaltas.com ‘dan benimle temasa geçebilirsiniz.
 

22.02.2021

BU İÇERİĞİ PAYLAŞ

E-Bülten

Yeni içeriklerden anında haberdar olun!

GÖNDER

İletişime Geç!

Gönder