Akrasia

Akrasia
Akrasia


Bilinen Doğruyu Yapamama İkilemi Üzerine Tarihsel Çözüm Önerileri

Bu ikilem, insanların ahlaki, zihinsel ve davranışsal çelişkilerini anlamaya yönelik felsefi ve bilimsel sorgulamaların merkezinde yer almıştır. İşte tarihsel sırayla filozofların ve bilim insanlarının bu soruna dair düşünceleri ve çözüm önerileri:
 

1. Sokrates (MÖ 469–399)

  • Yaklaşımı: Bilgi Ahlakı (Akılcı Etik)
    • Sokrates’e göre, insanlar yanlış davranışlarda bulunuyorsa, bunun sebebi "bilgisizliktir". Eğer bir kişi doğru olanı gerçekten bilirse, bu bilgiyi eyleme dönüştürmekten başka seçeneği kalmaz. Ona göre, kimse bile bile kötülük yapmaz; sorun doğru bilginin eksikliğindedir.
 
  • Çözüm Önerisi:
    • Kendi kendini sorgulama ve hakikati arama yoluyla bilgiye ulaşmak. Ahlaki eylem için bireyin neyin doğru olduğunu tam anlamıyla bilmesi gerekir.

2. Aristoteles (MÖ 384–322)

  • Yaklaşımı: Akrasia (İrade Zayıflığı)
    • Aristoteles, doğru olanı bilip yine de tersini yapma halini "akrasia" olarak tanımlar. Ona göre, bir kişi doğru olanı bilse de, duygularının veya arzularının baskısı altında bu bilgiyi göz ardı edebilir.
 
  • Çözüm Önerisi:
    • Karakter eğitimi ve erdemlerin geliştirilmesi. Erdemli bir yaşam sürmek, alışkanlıklar yoluyla doğru eylemleri doğal hale getirmekle mümkündür.

3. Aziz Pavlus (MS 5–67)

  • Yaklaşımı: Ruh ve Beden Çatışması
    • Aziz Pavlus, insanların ahlaki doğruları bilmesine rağmen yanlış davranmasının ruh ve beden arasındaki çatışmadan kaynaklandığını söyler. Ruh, Tanrı’nın iradesine uygun hareket etmek isterken beden arzulara yenik düşer.
 
  • Çözüm Önerisi:
    • Tanrı’ya teslimiyet ve ruhsal disiplin. İnsan, ruhunu güçlendirmek için dua, oruç ve inanç pratiğiyle kendini eğitmelidir.

4. David Hume (1711–1776)

  • Yaklaşımı: Tutkuların Hakimiyeti
    • Hume’a göre, insan davranışlarını asıl yönlendiren akıl değil, tutkular ve duygulardır. Doğru olanı bilmek, duygulara yenik düşmeyi engellemez. Akıl, tutkuların kölesidir.
 
  • Çözüm Önerisi:
    • Tutkuları yönlendirme ve eğitim. Akıl, arzulara tamamen hükmedemese de, onların etkisini azaltabilir.

5. Immanuel Kant (1724–1804)

  • Yaklaşımı: Ahlaki Yasa ve Özgür İrade
    • Kant, insanın ahlaki doğruları bilmesine rağmen yanlış yapmasının sebebini, iradenin yeterince özgür olmamasına bağlar. Ona göre, ahlaklılık, koşulsuz bir şekilde ahlaki yasaya (kategorik imperatif) uygun davranmayı gerektirir.
 
  • Çözüm Önerisi:
    • Ahlaki yasaya saygı duyma alışkanlığı geliştirmek ve bireysel iradeyi güçlendirmek. Birey, ahlaki yasaya uygun davranmaya kendini zorunlu hissetmelidir.

6. Sigmund Freud (1856–1939)

  • Yaklaşımı: Bilinçaltı ve İçsel Çatışma
    • Freud’a göre, doğruyu bilip yanlış yapma hali, bilinçaltındaki arzular ve süperego (ahlaki standartlar) arasındaki çatışmadan kaynaklanır. Bilinçli zihin doğruyu bilse de, bilinçaltı dürtüler bunu baltalayabilir.
 
  • Çözüm Önerisi:
    • Psikoterapi ve bilinçaltı analizi. İçsel çatışmaların çözülmesi, bireyin daha bilinçli ve uyumlu kararlar almasına yardımcı olabilir.

7. B.F. Skinner (1904–1990)

  • Yaklaşımı: Davranışsal Koşullanma
    • Skinner, insanların davranışlarının doğru bilgiyle değil, çevresel ödül ve cezalarla şekillendiğini söyler. Doğruyu bilmek, davranışı değiştirmek için yeterli değildir; dışsal güçlerin etkisi belirleyicidir.
 
  • Çözüm Önerisi:
    • Davranışsal koşullanma ve pozitif pekiştirme. İnsanları doğru olanı yapmaya yönlendirmek için ödül mekanizmaları kullanılabilir.

8. Albert Bandura (1925–2021)

  • Yaklaşımı: Kendini Yargılama ve Bilişsel Çelişki
    • Bandura, doğruyu bilip yapmama durumunu, bireyin öz düzenleme ve kendini yargılama süreçlerindeki eksiklikle açıklar. Kişi, hatalı davranışlarını rasyonalize ederek vicdani rahatsızlık duymamaya çalışır.
 
  • Çözüm Önerisi:
    • Öz düzenleme becerilerini geliştirmek ve hatalı davranışları meşrulaştırmaya karşı bilinçli bir çaba göstermek.

Günümüz Psikolojisi ve Nörobilimi

Modern bilim, bu ikilemi beynin ödül sistemi, bilişsel çelişki ve duygusal kontrol mekanizmaları üzerinden inceler. Özellikle, prefrontal korteks (rasyonel düşünce) ve limbik sistem (duygusal tepkiler) arasındaki dengesizliklerin bu durumu tetiklediği anlaşılmıştır.
  • Çözüm Önerileri:
    • Mindfulness (farkındalık) uygulamaları ve alışkanlık yönetimi. Bireyin, dürtülerine karşı farkındalık geliştirmesi ve uzun vadeli hedeflerine odaklanması önemlidir.

Doğruyu bilmek ve uygulamak arasındaki uçurum, insan olmanın derin bir çelişkisini yansıtır. Tarih boyunca bu soruna dair öneriler, bilgi, irade, alışkanlık ve duygular arasındaki karmaşık etkileşimleri çözmeye odaklanmıştır. Modern dünyada ise bu sorun, felsefe ve bilimin ortak bir anlayışıyla daha bütüncül bir şekilde ele alınmaktadır.

03.12.2024

BU İÇERİĞİ PAYLAŞ

E-Bülten

Yeni içeriklerden anında haberdar olun!

GÖNDER

İletişime Geç!

Gönder